Gelişimsel Kalça Displazisi (eski adıyla doğuştan kalça çıkığı) yenidoğanlarda en sık görülen problemlerden biridir. Kalça ekleminin gelişimi sırasında, uyluk kemiğinin (femur) baş kısmı ile kalça kemiğinin eklem yaptığı çukur (asetabulum) arasındaki anatomik ilişkinin bozulduğu bir durumdur.
Ülkemizde görülme sıklığının 1000 canlı doğumda yaklaşık 5 ile 15 arasında olduğu bildirilmektedir. Anne karnındaki pozisyon çoğunlukla sol kalça hareketlerini kısıtladığı için sol kalçada daha sık karşılaşılan bir durumdur.
Gelişimsel kalça displazisi (GKD) tek bir sebeple oluşmamakla birlikte en önemli neden genetik yatkınlıktır. Ayrıca bazı risk faktörlerinin bulunması görülme olasılığını arttırır. Bu risk faktörleri şunlardır:
Gelişimsel Kalça Displazisinin (GKD) yönetiminde erken tanı ve tedavi ciddi bir öneme sahiptir. Geç tanı konulduğunda ya da uygun tedavi edilmediğinde sakat kalma olasılığı artmaktadır. Bu yüzden her yenidoğanda ilk 3-6 haftalık dönemde tanıda risk faktörlerinin değerlendirilmesi, tarama muayenesi ve radyolojik görüntülemenin yapılması gerekmektedir.
Bebeklerde özellikle ilk 6 haftalık dönemde tanınması gereken bu durum ağrıya sebep olmaması ve bebeğin bu dönemde henüz yürümeye başlamaması nedeniyle aileler tarafından fark edilmeyebilir. Bu nedenle her yenidoğan yapılan rutin aylık pediatri muayenesinde fiziksel olarak değerlendirilmeli ve 4. haftadan sonra ultrason taraması için radyoloji uzmanına yönlendirilmelidir.
Gelişimsel Kalça Displazisinde ortaya çıkan belirtiler hastanın yaşına ve kalça ekleminin etkilenme derecesine göre farklılık gösterir. Tanı ve tedavisi geciken olgularda oturma, emekleme ve yürümede gecikme, yürüme bozuklukları (sekerek ya da topallayarak yürüme),bacaklarda uzunluk farkının olması, etkilenen tarafın daha az kullanılmasına bağlı kas değişiklikleri, kalçadan dize doğru yayılan ağrı ve kalça eklem hareketinde kısıtlılık gibi bulgular görülebilir.
Gelişimsel Kalça Displazisinin erken tanı ve tedavisi açısından en geç 4-6 aylık olana kadar bebeğe mutlaka ultrason taraması yapılması gerekmektedir. Ultrason radyasyon içermeyen, yüksek frekanslı ses dalgalarının kullanıldığı, yenidoğan bebeklerde güvenle tercih edilen bir görüntüleme yöntemidir.
Bebeğin ilk ay kontrolünde doktor tarafından yapılan fizik muayene bulguları normal olsa bile her bebek kalça ultrasonu için radyoloji uzmanına yönlendirilmelidir. Yapılan ultrason incelemesinde kalça eklemi gelişiminin normal olup olmadığına, kalça displazisi varlığına ve var ise derecesine bakılır.
Bilimsel araştırmalar, tarama amaçlı olarak bebeklerde kalça ultrason incelemesi için en ideal zamanının 4-6. hafta olduğunu bildirmektedirler. 6. aydan sonra ise ultrason yeterli bilgi vermediğinden röntgen çekilmesi önerilir. Röntgen radyasyon içerdiğinden geç kalınmadan ultrason ile değerlendirme yapmak daha iyi olacaktır.
Bebeğin inceleme sırasında daha sakin olması açısından bebeğin karnının tok, altının temiz olması, anne ve/veya babasının yanında olması ve göz teması kurması faydalı olur.
Kalça ultrasonunun sakin ve rahat bir ortamda yapılması, kullanılan jelin sıcaklığının ılık olması ultrasonun kolaylıkla yapılmasına olanak sağlar. Bunun dışında herhangi bir tıbbi hazırlık gerekmezken inceleme sırasında kullanılan jelin bulaşma ihtimali nedeniyle aile yanında yedek bez ve kıyafet bulundurabilir.
Kalça ultrasonu sırasında bebek değerlendirilecek olan kalça üstte olacak şekilde yan yatırılır. Kalça üzerine jel sürülür. Kalça ve diz hafif bükülü iken ultrason probu kalça üzerinde hareket ettirilir. Bu sırada kalça eklemini oluşturan yapıların gelişimi, birbiriyle ilişkisi ve birleşme açıları değerlendirilir.
Ölçülen açı değerleri uluslararası Graf sınıflamasına göre tiplendirilir. Aynı değerlendirme diğer kalça için de yapılır.
Kalça ultrasonu Graf sınıflamasına göre yapılan en değerli ölçüm alfa açısıdır. Alfa açısı dışında beta açısı, kapsama oranı ve dinamik değerlendirme de tanıya katkı sağlar. Alfa açısı 60 derece ve üzerinde ise kalça eklemi ilişkisi normal demektir.
Bebek 3 aylık olmadan önce yapılan ölçümde alfa açısı 50-60 derece arasında ise bu durum fizyolojik kabul edilebilir ve bir ay sonra ultrason kontrolü önerilir. 50 derecenin altındaki alfa açısı değerleri ise patolojik olup vakit geçirmeden tedaviye başlanması gerekir. Çocuk doktoru uygun tedavi yöntemi için yönlendirme yapar.