Tiroid bezi, boyun ön kısmında orta hatta ve trakea (nefes borusu) komşuluğunda yerleşim gösteren kelebek şeklinde bir iç salgı bezidir. Yaklaşık olarak 20-60 gram ağırlığındadır.
Tiroid bezinin ana fonksiyonu, büyüme ve metabolizmanın düzenlenmesi ile ilişkili hormonların salgılanmasıdır.
Tiroid hormonlarının bazal metabolizma hızını düzenlemek, kalbin kan pompalama gücünü arttırmak, algılama işlevinin daha iyi yapılabilmesini ve reflekslerin daha canlı olmasını sağlamak, sindirim sisteminin hareketlerini düzenlemek ve normal üreme sağlığını düzenlemek gibi etkileri bulunmaktadır.
Bu fonksiyonların devamlılığını sağlayabilmek adına tiroid bezi, kan dolaşımında yeterli tiroid hormon miktarının bulunabilmesi için istikrarlı bir şekilde uygun miktarlarda salgılama yapar. Örneğin soğuk havalarda ya da gebelik gibi durumlarda normal bir tiroid bezi daha fazla hormon üretimi sağlar.
Birçok hastalıkla ilişkili olarak tiroid bezi etkilenebilir ve tiroid hormonlarının üretiminde ortaya çıkacak anormallikler metabolizma üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir. Tiroid hormonlarının fazla salgılandığı durumlar hipertiroidi; az salgılandığı durumlar ise hipotiroidi olarak isimlendirilir.
Doktorunuz, kan değerlerinizde tiroid hormonları ile ilişkili olabilecek bir anormallik tespit ettiğinde, muayene sırasında tiroid bezinin normalden daha büyük olabileceğine dair bulgular saptadığında, tiroid nodüllerinin özelliklerinin değerlendirilmesi amacıyla ya da tiroid operasyonu sonrasında rezidü (kalıntı) doku mevcudiyetinin değerlendirilmesi açısından radyolojik olarak tiroid bezinin incelenmesini isteyebilir.
Tiroid ultrasonografisi, tiroid bezi ile ilgili hastalıkların değerlendirmesinde ilk tercih edilecek görüntüleme yöntemidir.
Tiroid ultrasonu, tiroid bezinin yüksek frekanslı ses dalgaları kullanarak görüntülenmesi esasına dayanan, radyasyon içermeyen, ağrısız bir radyolojik inceleme tekniğidir. Hastalar tarafından kolaylıkla tolere edilir ve incelemenin hemen sonrasında hastalar rutin aktivitelerine dönebilir. Bu inceleme için hastaların özel bir diyet yapması gerekmez, açlık-tokluk durumu tiroid ultrasonu sonuçlarını etkilemez.
Hasta, sırt üstü pozisyonda yatarken boyun hafif gergin olacak şekilde açılandırılır. Tüm ultrasonografi incelemelerinde olduğu gibi su bazlı bir jel kullanılarak prob boyun ön kısmında hareket ettirilir ve tiroid bezi ile komşu yapılar değerlendirilir.
Kolye ve benzeri aksesuarların tiroid ultrasonografi incelemesi esnasında çıkarılması gerekmektedir. Vücudun diğer bölgelerinde yer alan aksesuarların (küpe, saat vs.) ise çıkarılmasına gerek yoktur.
Tiroid ultrasonu sırasında konuşulmaması, boynun hareket ettirilmemesi incelemenin daha kısa sürede tamamlanmasına yardımcı olur. Boyun bölgesinin açık olduğu yakasız kıyafetlerin giyilmesi inceleme sırasında sürülen jelin bulaşmaması için fayda sağlar.
Genel olarak tiroid ultrasonografisi 10-20 dakikalık bir zaman dilimi içerisinde tamamlanır ve tiroid bezi ile ilişkili anormalliklerin yüksek doğrulukla tespit edilmesine olanak sağlar.
Tiroid ultrason incelemesi radyasyon içermediğinden sağlık üzerine bilinen bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır.
Normal bir tiroid ultrason incelemesinde tiroid bezinin şekli, boyutları ve iç özelliklerinin normal olduğu belirtilir. Tiroid bez boyutlarının artması (guatr),tiroid bezi iç özeliklerinde farklılıklar, tiroid bezinin kanlanma özelliklerinde değişiklikler ile kistik ya da solid nodül saptanması ultrason incelemelerinde tespit edilebilecek anormal bulgular arasında yer almaktadır.
Tiroid nodülü, tiroid bezi içerisinde anormal gelişen doku alanlarıdır. Solid (katı içerikli),kistik (sıvı içerikli) ya da ikisinin kombinasyonu (mikst) şeklinde nodüller olabilir. Tiroid ultrasonografisinin yaygın olarak kullanılması tiroid nodüllerinin tespit edilebilmesini kolaylaştırmıştır.
Bilimsel çalışmalar, ultrason incelemesi yapılan kişilerin %19-35’inde tiroid nodüllerinin tespit edildiğini göstermektedir ve bu oranların yüksek çözünürlüklü ultrason teknolojileri ile %68’lere kadar ulaşabildiği bildirilmiştir. Tiroid nodüllerinin çok büyük kısmı iyi huyludur ve tiroid nodüllerinde yaklaşık %7-15 oranında kanser saptanmaktadır.
İyi huylu (benign) ya da kötü huylu (malign) tiroid nodüllerinin ayrımı için tiroid ince iğne biyopsisi altın standart yöntem olarak kullanılmaktadır ve bu biyopsi işlemleri ultrason kılavuzluğunda gerçekleştirilmektedir.
Tiroid nodüllerinin büyük kısmı iyi huylu olduğundan her tiroid nodülüne biyopsi işlemi gerekmemektedir. Amerikan Radyoloji Koleji (ACR) tiroid nodüllerinin sonografik özelliklerine göre risk sınıflaması (ACR TI-RADS) geliştirmiş ve nodüllerin bu risk sınıflamasına göre kategorisi ve nodülün boyutları göz önünde bulundurularak biyopsi gereken nodüllerin belirlenmesini önermiştir.